Tanıda Kullanılan Radyolojik Yöntemler

Doppler Ultrason ile neredeyse gözle görülemeyen derin toplardamarlar incelenerek kapak yetersizliğinin değerlendirilmesi yapılır. Doppler Ultrason, varis tedavisi öncesinde hastalığın altında gelişen her türlü nedenin saptanması aşamasında son derece tercih edilen bir tekniktir. Bu teknikte iğne kullanılmaz ve ağrı hissedilmez. Oldukça da ekonomiktir.

Tedavi

Cerrahi anlamda risk taşıyan hastalara ya da belirtiler dahilinde yakınması az olan hastalara öncelikle varis çorabı önerilmektedir.

Varisin yayılım gösterdiği bölgeye göre dizaltı, dizüstü ya da külotlu varis çorapları tercih edilmektedir. Varis çorapları çeşitlilik göstermektedir. Koruma amaçlı olarak hafif basınçlı çorap kullanımını deneyebilirsiniz. Günümüzde en çok dizaltı çoraplar tercih edilmektedir. Varis çorabı kullanmanın da bir tekniği olduğunu unutmamak gerekir. Günümüzde pek çok kişi, varis çorabını yanlış kullanmaktadır. Hasta, varis çorabını yatarak ve bacağını 5-10 dakika kadar yukarı kaldırmalıdır.

Tedavinin ne derece gerekli olup olmadığı ve rahatsızlığın ne boyutta olduğu hastalara göre değişiklik göstermektedir.

Tedavi Seçenekleri

Varis tedavisi dahilinde iki ayrı problem beraberce ele alınmalıdır. Dıştan görülebilen ve fark edilebilen varisler tedavi edilmelidir. Fakat bilinmelidir ki; öncelik olarak temelde yatan ve toplardamarda basıncın artmasına sebep olan sorun giderilmelidir. Bu sayede hastanın bacağındaki görüntü sorunu düzeltilebileceği gibi ağrı, şişlik ve yakınmaların da önüne geçilebilir.

Skleroterapi (İğne Tedavisi)

Bacak içerisindeki varislere çok ince iğneler aracılığıyla bir madde verilerek toplardamarın tıkanması sağlanır. Orta ya da büyük çaplı varislerde başarı şansı bu yöntemle düşük olabilmektedir. Bu sebeple fazlasıyla önerilmediğinin altını da ayrıca çizmekte yarar var. Boyutu 1-3 mm civarında olan varislerde tercih edilmektedir.

Şöyle ki; bu tekniğin uygulandığı varisin çapı arttıkça başarı şansı azalmaktadır.

Köpükle yapılan skleroterapi tedavisi, son 10-15 yıl içinde popüler hale gelmiş ve son zamanlarda bazı Batı Avrupa ülkelerinde de uygulanmaya başlanmıştır. Skleroterapi tekniği, muayenehane veya poliklinik koşullarında yapılmaktadır. Her seansta belli bir alan yapılmakta ve belirli aralıklarla hasta çağırılarak tedavi süreci tamamlanmaktadır. Hasta işlem sonrasında yürüyerek evine rahatlıkla gidebilmekte ve araç kullanabilmektedir.

İşlem sonrasında 3-5 gün arasında varis çorabı giyilmesi önerilmektedir. Bu teknikle yan etkiler nadir olsa da ortaya çıkabilmektedir. Allerjik reaksiyon son derece nadirdir. Verilen ilacın damar dışına sızması renk değişikliğine sebebiyet verebilir. Tedavi sonrası bu bölgede oluşan morluklar ve şişliklerin kısa zaman sonra geçer.

Lazer Varis Tedavisi

Varis tedavisinin en popüler tekniklerinden olan Lazer teknolojisi, son 5 yıldır her geçen gün gittikçe artarak yaygınlıkla kullanılmaktadır. Cildin dışından verilen lazer ışınları sayesinde çapı 1 mm altında olan toplardamar genişlemeleri rahatlıkla yok edilebilmektedir. Ancak, daha geniş boyutlara sahip damarlar, cilt dışından lazer ile tedavi edilmemelidir. Damarı kapatmak için gereken yüksek enerji çoğu zaman ciltte yanıklara, renk değişikliklerine yol açabilmektedir.

Varis Tanı ve Tedavi SeçenekleriTüm dünyada fazlasıyla popüler tedavi yöntemlerinden birisi olan büyük varislerin iç kısımdan lazer ile kapatılması, hastalar tarafından tercih edilen yöntemlerdendir.

İşlem sırasında öncelikle bir iğne ile damarın içine girilerek Doppler ultrason denen bir cihaz kılavuzluğunda öncü tel damarda uygun yere yerleştirilmektedir. Ardından lazer ışığını damar duvarına verecek olan ince tüp damar içinde ilerletilmektedir. Son aşamada da lazer kaynağı çalıştırılarak kontrollü olarak damarın içten tıkanması sağlanmaktadır. Bu yöntemde avantaj fazladır. Öncelikle lokal anestezi altında yapılabilmektedir. İşlem ortalama 30 dakika veya 1 saat gibi bir zaman aralığında gerçekleşmektedir. Hasta yaklaşık olarak 1-2 saat dinlenme aşamasından sonra rahatlıkla yürüyerek evine gidebilmektedir. İşlem sonrası hareketlerinde herhangi bir kısıtlama yaşanmamaktadır. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa ülkelerinde her yıl on binlerce hasta bu yöntem ile tedavi edilmektedir. Bu işlemde başarı oranı %98 civarındadır. Varis yakınması olan olguların % 70’ine kolaylıkla uygulanabilmektedir.

İşlemde nadir de olsa komplikasyonlar gelişebilir. Hastaların %20’lik kesiminde bacaklar üzerinde geçici morluklar oluşabilmektedir. Dezavantaj olarak belirtilebilecek tek yanı maliyeti diyebiliriz. İşlem sırasında kullanılan tüplerin her biri yalnızca tek kullanımlık olup 400 dolar civarındadır. Bunun yanı sıra bir de ses dalgaları yöntemi ile tedavi gerçekleştirilmektedir.Bu teknikte de amaç damarın içten kapatılmasını sağlamaktır. Lazer ile benzer bir yöntem seyredilir. Uygulamanın tek farkı lazer enerjisi yerine ses dalgaları kullanılarak tıkama işlemi gerçekleştirilir. İşlem dahilinde hastaya lokal anestezi uygulanır. Sonrasında da hasta evine rahatlıkla gidebilmektedir.

Cerrahi Varis Tedavi

Cerrahi varis tedavisi ile yalnızca dıştan görülen varisler çıkartılmıyor, toplardamarların içerisinde bulunan ve yüksek basınca yol açan kasık alanlarındaki kapakçıkların neden olduğu yetersizlik tedavi ediliyor. Belirtildiği gibi hastada yer alan yetersizlikler giderilmediği takdirde yakınmalar günden güne artacaktır. Bu aşamada operasyon öncesinde hastanın Doppler ultrason ile incelenip takibinin yapılması son derece önemli bir ayrıntıdır. Öncelerdeki tedavi yöntemine baktığımızda ayak bileğinden kasıklara kadar olan tüm toplardamar tel yardımıyla soyulmaktaydı. Bu teknik artık oldukça nadiren kullanılıyor.

Dizin alt kısmında bulunan ana yüzeysel toplardamarın kendisinde varis durumunun gelişmesi olayı azdır. İleriyi de düşünebilmek adına mevcut toplardamar, kalp kısmında gerçekleşecek olan bypass operasyonları için mümkün olduğunca korunmalıdır.

Tedavi şekillerinde lazer ya da ses dalgası enerjisi kullanılarak kasık ve diz arasındaki problemin giderilmesi sağlanır. Kalan yan dal varislerin de bölgesel olarak çıkarılması amaçlanır.

Mevcut hastada kalp yetersizliği gibi bir rahatsızlık yoksa genişlemiş olan varis yumaklarının üzerine minik 2-3 mm’lik cilt kesileri açılır ve çıkartma işlemi gerçekleştirilir. Bu kesiler dikiş gerektirmez. Dolayısıyla operasyon sonrasında da herhangi bir iz kalma gibi bir durum söz konusu değildir.
Gerçekleştirilen işlem mevcut olan yan dal varislerin çoğunluğuna ve hastanın isteğine göre şekillenebilir. İşlem, ister lokal anestezi altında ister genel anestezi altında gerçekleşebilir. Hasta işlem sonrasında hastaneden aynı gün içerisinde ayrılabilir. Yaklaşık olarak 1-2 hafta kadar varis çorabı kullanımına özen gösterilmelidir.

Radyofrekans Dalgaları İle Varis Tedavisi

Bu işlem yaklaşık olarak 20 mm’ye kadar olan safen damarları için lokal olarak gerçekleştirilmektedir.Bu işlemde iyileşme süreci oldukça kısadır. Hstanede yatmayı gerektirmemektedir. Ağrılı reflusu olan Varis Damarlarına diz altından iğne ile girildikten sonra, ince bir Radio Frekansı kateteri yerleştirilip Renkli Doppler görüntü desteği ile segmental ablasyon (7cm,7F) yöntemi uygulanarak 120°C enerji verilmektedir. Kateterin 7cm’lik bölgeye 20 saniyelik segmental ablasyon yöntemi uygulanması sonunda kurutularak kateter dışarı çıkarılmaktadır.

Uygulama sonrasında bacağa bandaj sarılırak 2-3 gün süre boyunca damarın kapalı kalmasına destek olunur. Beraberinde mutlaka varis çorabı ile destek yapılmalıdır. Bu operasyon sonrasında da hastalar ertesi günü normal hayatlarına geri dönebilmektedirler. İşlem sonrasında damarın kurutularak kapatılması sağlıklı ve yepyeni damarların gelişmesine olanak sağlamaktadır. Kan akışının normal seviyeye ve düzeye getirilmesi ağrı ya da diğer varis şikayetleri azalmaktadır. Operasyon sonrasında hastalarda şişlik, morluk, vb.reaksiyonlar görülmez. Bu uygulamanın da olabildiğince etkili olduğunu belirtmekte yarar var.